Türkiye'nin Tehdit Altındaki, Nadir Zeytin Çeşitlerinden Sarı Ulak İçin Hasat Zamanı Tarsus’da Büyük Buluşma
- Ozan Uzel
- 6 Mar 2024
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 gün önce


3-5 Ekim Tarihleri Arasındaki Buluşmada İklime Dirençli Doğa Dostu Zeytincilik Eğitimi ve 2. Uluslararası Tarsus Sarıulak Zeytin Şenliği Bir Aradaydı.
Proje Evi Kooperatifi tarafından Avrupa Birliği’nin desteği, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) ve Slow Food ortaklığıyla yürütülen "Anatolivar - Anadolu'da Zeytin Üreticisi Toplulukların Güçlendirilmesi Projesi kapsamında 3 Ekim’de Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası’nda bir eğitim gerçekleştirildi. Zeytincilik sektörünün tüm paydaşlarının, STKların, kamu kurumlarının ve tarım lisesi öğrencilerinin katıldığı eğitimde akademisyenler ve uzmanlar ile iklim krizi çağında doğa dostu zeytinciliğin nasıl mümkün olabileceği Sarı Ulak odağında konuşuldu, kapsamlı bilgi alışverişi yapıldı. Eğitim 3-5 Ekim tarihlerinde Tarsus Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Sarıulak Şenliği programının ilk günü gerçekleşti. Şenliğin diğer bir önemli parçası oluşturan Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı 3 güç boyunca doğa dostu üreticilerle tüketicileri bir araya getirdi.
Programın Odağında İklime Dayanıklı Zeytin Üretimi

Şenliğin ilk gününde gerçekleşen ve sektörün geleceğine dair ortak bir vizyon oluşturma yolunda önemli bir adım olan eğitime üreticiler, ilgili sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve tarım öğrencileri yoğun ilgi gösterdi. Eğitim programının ilk kısmında Proje Evi Kooperatifi tarafından Anatolivar Projesiyle amaçlananlar özetlendi; iklim krizi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde zeytincilik sektörünün mevcut durumunun bir analizi paylaşıldı. Ayrıca iklim değişikliğine karşı dirençli bir zeytincilik için biyoçeşitliliğin korunmasının önemi aktarıldı. Eğitime Ticaret Bakanlığı adına katılan bir yetkili ise Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye’de zeytincilik sektörüne etkileri hakkında bir sunum gerçekleştirdi.
Programın ikinci bölümünde iklim krizi çağında yerel çeşitlerin korunmasının önemi, iklime dirençli, doğa dostu, sürdürülebilir zeytincilik yöntemleri ve organik tarım uygulamaları, toprak koruma yöntemleri, sıfır atık ve döngüsel ekonomi gibi konular ele alındı. Uzmanlar ve akademisyenler bu konularda zengin içerikli sunumlar gerçekleştirdiler, katılımcılarla görüş alışverişinde bulundular. Ayrıca biyoçeşitliliğin korunması ve agroekolojik zeytin yetiştiriciliğinin teşvik edilmesinde üreticilerin ve toplulukların rolü Slow Food temsilcisi tarafından İtalya’dan yaşayan bir örnek ile anlatıldı.
Atölyeler, Lezzet Deneyimleri ve Kültürel Etkileşimler
Şenlik boyunca “İklime Dirençli Doğa Dostu Zeytincilik” Eğitiminin yanı sıra herkesin keyifle katılabileceği, bölgede zeytinin tarihinden onarıcı tarıma çeşitli konularda konuşmalar, şef atölyesi, sofralık zeytin yapımı, sabun yapımı gibi atölyeler, Sarı Ulak ağaçlarının yoğun bulunduğu Kösebalcı köylerinin zeytinliklerini ziyaret gibi etkinlikler yer aldı.

Şenliğin açılışında konuşan Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç Sarı Ulak’ın sadece bir tarım ürünü değil, Tarsus’un kültürel kimliği ve hafızası olduğunu vurguladı: “Sarı Ulak zeytini, sofralarımıza lezzet katan bir ürün olmanın çok ötesinde; bu toprakların hafızası, üreticimizin alın teri ve Tarsus’un kültürel kimliğinin en güçlü simgelerinden biridir. Zeytin yalnızca Tarsus’un değil, insanlığın ortak mirasıdır. Kur’an-ı Kerim’de bereketin kaynağı, Tevrat’ta barışın ve umudun müjdecisi, İncil’de kutsallığın mekânı olarak anılır. Bu yönüyle Sarı Ulak, insanlığın belleğinde barışı, bereketi ve ışığı temsil eden kadim bir değerdir. Bu festival, üreticilerimizin emeğini görünür kılmak; köylümüzün sabrını, toprağımızın bereketini ve emeğin kutsallığını yüceltmek için vardır. Sarı Ulak’ın her tanesi, aslında bu topraklarda yeşeren umudun sembolüdür. Birlikte attığımız her adım, Tarsus’un geleceğini daha güçlü, daha bereketli ve daha görünür kılacaktır.”
“Sarı Ulak” Zeytini Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı’nda Başrolde
Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı, Sarı Ulak Şenliği özelinde bu sefer zeytin temalı kuruldu! 3 gün süren Şenlik boyunca açık kalan Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı ise üreticilerini destekleyerek çeşitliliğin korunmasına özel önem veriyor. Pazarda başta sarı ulak zeytini ve zeytinyağı olmak üzere doğa dostu zehirsiz yöntemlerle üretilmiş yerel ürünlerin satışı ile hem üreticilere ekonomik destek sağlandı, hem de tüketicilere güvenle tüketebilecekleri organik, doğal ve zehirsiz ürünler sunuldu. Aynı zamanda Tarsus’a özel zeytin ve zeytinyağı ağırlıklı yiyecekleri de Pazarda tatmak mümkün oldu. Örneğin Tarsus’un ünlü zeytinli sıkması. Zeytini Sarı Ulak, unu ise gene bölgede yerel ve temiz olarak yetiştirilen “sarı buğday” olan bu dürüm şeklindeki yiyecek bölgenin özel lezzetlerinden biri olarak tanımlanabilir. Gene zeytinyağıyla üretilen dondurma ve başka tatlılar da pazarda tadılabilen lezzetler arasındaydı. Ayrıca yörede bir gelenek olarak, pazara gelen ziyaretçiler kendileri evlerinde kurmak üzere dalından toplanmış taze ve temiz Sarı Ulak zeytinini satın alabildiler.

Yeryüzü Pazarı’nda satış yapan üreticilerinden Mustafa Kalın Sarı Ulak zeytiniyle bağını şöyle ifade etti: “Sarı Ulak bizim için Büyükkösebalcı köyünden olmamız münasebetiyle daha da kıymetlidir. Bu kıymeti biz fırsata dönüştürmek istiyoruz. Eşe dosta ikramla başladığımız bu yolculukta kendi markamızı yarattık. Üretimde minimum ilaçla üretmenin gayreti içindeyiz. Tüketiciye de kimyasal kullanmadan, doğal olarak el kırma zeytin ulaştırmaya çalışıyoruz. Kısacası Sarı Ulak zeytinine gönül verdik. Bu amaçla elimizden ne gelirse her şeyi yapmaya hazırız.”
“Sarı Ulak” Zeytini İçin Bir Slow Food Presidia’ya* Doğru
Slow Food Türkiye Ulusal Koordinatörü Yasmina Lokmanoğlu etkinliğin önemine dair bir açıklama yaptı: “3–5 Ekim tarihleri arasında Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası ile Tarsus Ticaret Borsası iş birliğinde düzenlenen Anatolivar ve Slow Food etkinliği, büyük bir başarıyla tamamlandı. Etkinliğin başarısında en önemli etken, çiftçilerle birebir iletişim kurularak onların deneyimlerinin dinlenmesi ve sürece aktif katılımlarının sağlanması oldu. Bu yaklaşım, üreticiler üzerinde güçlü bir motivasyon ve güven etkisi yarattı. Ayrıca, Sarı Ulak zeytin çeşidinin “Presidia” sürecine aday olması yönünde önemli bir zemin oluşturularak, bu yerel çeşidin uluslararası ölçekte tanıtılması için yeni bir aşamaya geçildi.”

Şenlikte Slow Bakliyat Türkiye Koordinatörü şef Tülay Saygılı ile birlikte bir şef atölyesi gerçekleştiren Slow Food Aşçı Dayanışması’nın Koordinatörü şef Gökhan Çilak ise Tarsus’da hissettiklerini şu şekilde ifade etti: “2. Uluslararası Tarsus Sarıulak Zeytin Şenliği benim için, toprağın sesini yeniden duymak ve üretimle mutfak arasındaki bağı güçlendirmek adına çok değerli bir deneyim oldu. Zeytinin yalnızca bir gıda ürünü değil, bir kültürün ve yaşam biçiminin taşıyıcısı olduğunu bir kez daha hissettim. Etkinlik boyunca yapılan paylaşımlar, teknik geziler ve atölyeler; doğayla uyumlu üretimin, yerel çeşitlerin korunmasının ve üreticinin emeğine saygının ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Titizlikle hazırlanan bu buluşma, bana hem bir şef hem de bir Slow Food üyesi olarak sürdürülebilir gastronominin geleceğine dair ilham verdi."
Nuh’un Ambarı’ndan Anatolivar’a Uzanan Yolculuk

Son olarak Proje Evi Kooperatifi Anatolivar Projesi Koordinatörü ve Slow Food Türkiye Tematik Alan Sorumlusu Alen Mevlat 3 günlük programı ve eğitimi şu sözlerle değerlendirdi:“2016 yılındaki ilk Slow Olive sürecinden beri Türkiye'nin tehdit altındaki, nadir zeytin çeşitlerini korumak üzerine çalışmalar yürütmekteyiz. Bu çeşitlerden biri de Mersin ilinde, özellikle Tarsus ve civarında yayılış gösteren Sarı Ulak zeytin çeşidi. Nuh’un Ambarı (Ark of Taste) ürün envanterine (https://www.fondazioneslowfood.com/en/ark-of-taste-slow-food/sari-ulak-olive/) kayıtlı Sarı Ulak, özellikle Tarsus Belediyesi, Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası, Tarsus Ticaret Borsası ve Slow Food Tarsus Yeryüzü Pazarı üreticilerinin farkındalık çalışmalarıyla aranan, talep edilen ve böylece korunması sağlanan bir ürün haline geldi.
Türkiye'nin nadir zeytin çeşitlerinin envanter çalışmasını yaptığımız Anatolivar Projesi için de Sarı Ulak başarılı koruma çalışmalarıyla önemli bir yerde duruyor. Anatolivar ekibi olarak bu 3 gün süren festivalde, iklime dirençli ve doğa dostu zeytincilik konularında eğitimler düzenleyerek biz de koruma sürecine katkı verdik. Zeytincilik sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren benzer etkinliklerin farklı bölgelerde diğer zeytin çeşitlerimiz için de düzenlemesini bu çeşitlerin korunması için önemli buluyoruz.”
*Presidia: Slow Food’un uluslararası düzeyde yürüttüğü bir koruma ve destek inisiyatifi olup yok olma tehlikesi altındaki yerel gıda ürünlerini, üretim yöntemlerini ve topluluklarını korumayı amaçlar.

Bu doküman Avrupa Birliği tarafından finanse edilmiştir. İçeriğinden yalnızca Proje Evi Kooperatifi sorumludur ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Yorumlar